Güneş doğuşunu
yakalayabilmek için altıda uyandık, odada birer kahve içip, çıktık. Doğudan
doğacak güneşi beklerken batıda şeffaf beyaz bir dolunay tüm görkemi ile rol
çalıyordu. Güneş yükseldikçe ortam iyice büyülü bir hale geliyordu. Kanyonun
ortasında Shiva Temple, Osiris Temple, Keops,..diye adlandırılmış yükseltilerin
önce tepeleri aydınlandı. Sonra sanki kırmızı altın bir lava yavaşça tepeden
aşağıya yayıldı. Kalabalık bir grup güneşin doğuşunu beklemesine rağmen ortama
mistik, büyülü ve ilahi bir hava hâkimdi ki kimse konuşmuyordu. Sadece fotoğraf
makinelerinin sesi vardı, çünkü görünüm her saniye değişiyordu. Yinede sonradan
fotoğraflara bakınca seyrederken yaşadıklarımı, gördüklerimi tam olarak
yansıtmadığını fark ettim. İkinci sabah güneş doğuşuna çıkınca fotoğraf
çekmektense seyretmeyi tercih ettim. Aslında Grand Canyon için söylenecek tek
şey “anlatılmaz yaşanır”. Gördüklerimi anlatmaya benim kabiliyetim yetmez.
Güneş yükseldikçe
altın renk değişiyor, uçuk pembe, yeşil tonlar ortaya çıkıyor önce sanki
kanyonun üzerine ince bir örtü örtülüyor, ama yarım saat içinde tüm manzara
netleşiyor. Bu sırada sol tarafta dolunay hala bize göz kırpıyordu.
Unesco Dünya Mirası
Listesinde yer alan Kolorado nehri üzerindeki Kanyon 500km. uzunluğunda, 2 km.
genişliğinde, yüksekliği ise ortalama 1600 metre. Kanyonun kuzey yamacında otel
yok ama yaz mevsiminde yürüyüş turları için izin veriliyor. Bu mevsimde Kuzey
yamaç kapalı. Güney yamacın ise ancak 60 kilometrelik bölümü gezilebiliyor.
Park yönetimi burayı üç ayrı rotaya ayırmış; Mavi Rota (Villge Route), Kırmızı
rota (Hermits Rest Route) ve Turuncu Rota (Kaibab/Rim Route). Her rotada
genelde 8 – 10 gözlem noktası var. Buralara isterseniz arabanızla
gidebiliyorsunuz isterseniz de Parkın içinde bu rotalar arasında işleyen
otobüslere binebiliyorsunuz. Bu otobüsler ücretsiz ve her 15 dakikada bir her
noktadan geçiyor. Bazı bölgelere özel arabaların girmesi yasak olduğundan
aracınızı park edip otobüse binebiliyorsunuz.
Kahvaltıdan sonra
otelimizin bulunduğu Mavi Rotadan başlamak istedik. Burası aynı zamanda oteller
bölgesi, bizimkinden başka üç otel daha var. Bir saat kadar yürüyüp bol bol
fotoğraf çektikten sonra arabamıza binip Turuncu Rotaya gittik. Mavi Rota tam
ortada, Kanyona baktığımızda sağ tarafı Turuncu, sol tarafı ise Kırmızı Rota. İlk
durağımız “Duck on a Rock”.
Değişik noktalarda
durarak son nokta olan “Desert View”e geldik. Burada Kızılderililer tarafından
yapılmış gözlem kulesi, içindeki süslemeleri ile görülmesi gereken bir yer.
Rotanın sonundaki düşüncemiz ise her noktadan görünümün farklı olduğu idi.
Renkler, ortaya çıkan şekiller nasıl bu kadar farklı olabilir?
Daha sonra
otelimize dönüp arabamızı parkedip, sadece otobüslerin girebildiği Kırmızı
Rota’ya gittik. Sabah bizden gizlenen Kolorado Nehrini her noktada gördük bu
tarafta.
Her noktayı gezdikten sonra güneşin en güzel battığını söyledikleri
“Mohave Point” de güneşin batmasını bekledik. Saatler 5.24 e yaklaşırken önce
kanyonun alt tarafı karardı. Kararma yukarıya doğru ilerlerken sanki kanyonun
üzerine ince bir örtü serildi. Güneş tamamen batınca her şey daha da netleşti.
Son otobüse binip
otelimize döndüğümüzde dolunay yine tepemizde muhteşem duruyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder