24 Ocak 2015

23.01.2015 Cuma


Sıcaktan şikâyet ederken bu sabah yağmurlu bir sabaha uyandık. Hem de ne yağmur aynı Singapur’daki Muson yağmurları gibi. Yaza gidiyoruz denize gireceğiz derken ani bir sonbahara geçiş oldu. Umarım fazla uzun sürmez.
Süleyman okulda semineri olduğundan mecburen gitti. Akşamüstü sinemaya gitmeye karar verdiğimizden bende spor yapıp toparlanıp merkeze yürüyüp mağazaları dolaştım.
Süleyman ile üniversite dönüşü “Queen Street”de buluşup yürüyünce, Süleyman fark etti ki; şehrin merkezindeki caddelere hep İngiltere kral ve kraliçelerinin adı verilmiş. Nehre paralel giden, doğu – batı yönündeki caddeler kraliçe isimleri ile adlandırılmış. En büyük caddeye Kraliçe Viktorya için Queen Street denmiş, ona paralel olanlar, Ann, Elizabeth, Mary,.. diye sıralanıyor. Nehre dik olan caddelerde ise kral isimleri var, Albert, George, William.. Biraz merkezin dışına çıkınca bu isimler değişiyor, zaten İngilizlerden kalan eski binalara daha çok bu bölgede rastlanıyor.
Sinema bileti aldığımızda şok oldum. Bilet 20,5 dolar yani 40 lira, hiç bu kadar pahalı sinemaya gitmemiştim.  Gerçek bir yaşam hikâyesini anlatan “American Sniper” isimli filme gittik. Bir savaş filmi ama arkasında düşündüren çok şeyler var. Gittiğimize memnun olduk ama sinema salonu o kadar soğuktu ki üstümüzde kazağımız olmasına rağmen çok üşüdük.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder