26 Nisan 2015

22.04.2015

Bugün hem Pınar’ın hem de Rezan’ın tavsiye ettiği “Somerset House” ve içindeki “Courtauld Museum”a gittik.


Bir ay Londra’da iken 8. Henry ile yolumuz çok kesişti. 8. Henry, 1547 yılında ölünce oğlu Edward kral olur. Ama çok genç olan kralın dayısı kendini “Lord Protector” ve “Duke of Somerset” ilan ederek hem krala hem de krallığa göz kulak olmayı iş edinir. Böyle bir rütbesi olun kişinin iyi bir evi olması gerektiğini düşünerek araştırmaları sonucu o zamanki saraya yakın bu bölgeyi beğenerek oradaki bazı evleri ve kiliseleri yıktırarak kendine “Somerset House” adını verdiği evi yaptırmaya başlar. Ama Dük’ün yaptığı harcamalar inanılmaz boyutlara ulaşınca, ona karşı olanların uyarıları sonucu tutuklanır ve1551 yılında idam edilir. “Somerset House”a I. Elizabeth yerleşir ve kraliçe olana kadar orada yaşar.

Bir dönem ihmal edilen “Somerset House”, 1775 yılında büyük bir renovasyona girer ve sonrasında da “Royal Academy of Arts”a ev sahipliği yapar. İçinde geçici sergilerin yapıldığı üç galeriden başka tekstilci bir ailenin bağışladığı eserlerin devamlı sergilendiği “The Courtauld Gallery” var. Devamlı sergide Monet, Manet, Seurat, Van Gogh gibi empresyonist ressamların eserlerini gördükten sonra geçici sergide İspanya’da lithographik baskıyı ilk kullanan ressamı olan Goya’nın çok değişik müzelerden toplanmış baskıları “Goya: The Witches and Old Women Album” başlığı altında sergileniyordu. Başka bir galeride de “Maggi Haambling”in “War Requiem&Aftermath” adlı sergisi vardı. Heykelleri değil ama müzik eşliğinde sunduğu yağlıboyaları savaşın korkunçluğunu çok güzel yansıtıyordu.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder