12 Ekim 2014

10.10.2014 Cuma


Dün akşamüstü Süleyman’ın halasının oğlu Süleyman ve eşi Rezan Philadephia’dan geldiler. Bize dört metro durağı uzaklığındaki Tenleytown’da oturan arkadaşları Tanju ve Lale’de kaldılar. Bizi de akşam yemeğine çağırdılar. Onların evi de yürüyerek metroya 10-15 dakika mesafesinde olmasına rağmen tam bir “suburb”, bahçe içinde güzel evler, garajlarında güzel arabalar ama etrafta yürüyen, koşan, oynayan hiç insan yok, tipik bir Amerikan banliyösü. Halloween için süslenen bu ev çok şirindi.



Lalelerin evi de çok güzel. Şansımıza havada güzel olunca bahçede yemek yiyip uzun uzun oturduk. Ne kadar uzak da olsak yine tek konu ülkemizin sorunlarıydı. Uzun zamandır burada yaşamalarına rağmen internet sağ olsun her türlü konudan herkesin haberi var.
Her sabah uyandığımda salonun ortasına kadar giren güneş bu sabah yoktu. Buraya geldiğimizden beri ilk defa yağmurlu bir sabaha uyandık. Güneşin verdiği enerji ve neşe olmuyor bende böyle günlerde. Philadelphia’dan gelen kuzenlerimizi sabah kahvaltısına davet etmiştik. Mutfağımızdaki 4 tabak, 4 çatal-bıçak ile sofra hazırladım. Güzel, neşeli sohbet ile ışıklanan soframızda yağmuru unuttuk.
Kahvaltı sonrası yağmura inat mahallemizin tarihi evlerini görmek için yürüyüşe çıktık. Hep birlikte önünde fotoğraf çektirdiğimiz “Heurich House”ı çok beğendik. Belirli günlerde gezilen zamanının Alman asıllı ilk bira üreticisinin evini bir gün gelip gezmeye karar verdim.

Bugün tam aile günü oldu. Akşamda burada üniversitede okuyan iki yeğenimiz Sinan ve Atilla ile Sinan'ın kız arkadaşı Rachel geldiler. Birlikte bir Meksika lokantasına gittik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder