27 Ekim 2014

27.10.2014 Pazartesi

Dün yaptığımız turistik gezileri anlatmaya devam edeyim.
Pazar sabahı güzel bir kahvaltı ve aile ile yapılan telefon konuşmalarından sonra bizi çağıran güneşe karşı koyamayıp kendimizi “National Mall”da bulduk. Üçüncü seferdir “Mall”a geliyoruz (benim beşinci seferim) ve hâlâ gezecek çok yer var. Bu sefer Süleyman’ın isteğine uyup “National Air and Space Museum”a giriyoruz. Her müze gibi burası da çok kalabalık bilhassa çocuklu ailelerle. Leonardo Da Vinci’nin uçan insan çizimleriyle başlayıp, balonlarla devam eden uçma maceraları, 1903 yılında Wright kardeşlerin yaptığı “Wright Flyer” ile North Caroline civarında gerçekleştirdikleri dört uçuşla başlayan uçak maceraları, 1927de Lindenberg’in “Spirit of St. Lois” ile durmaksızın Atlantik’i geçmesi ile uçmanın bir macera olmaktan çıkıp nasıl günümüzde bir gereklilik haline geldiğini anlatan çok güzel bir müze.



Çocukların ilgisini çekmek, onlara uçmanın fizik kurallarını anlatan onlarca küçük deneysel bölümlerde var içinde. Ayrıca gökyüzü, Astronomi ve teleskopları anlatan salonları geçtikten sonra Amerika’nın Uzay maceralarını, Astronotlarını anlatan bölümlerden sonra müzenin gurur kaynağı olan Apollo11’in kumanda modülü  “Columbia” ile bitirdik.



“Mall” yine bisiklete binenler, koşanlar, top oynayanlar, oturup güneşin keyfini çıkaranlarla dopdoluydu. Biraz bir bankta dinlenip, “Capitol Hill”e yürüdük. Daha önce gezmiş olduğumuz Amerikan Meclisinin Pazar günü kapalı olduğunu bilmiyorduk. Kubbesinin tadilatta olduğu Meclisin etrafını dolaşıp, arkasındaki “Library of Congress” ve “Supreme Court” binalarını gördükten sonra güneş batarken yorgun bir şekilde eve döndük.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder