Dün yaptığımız
turistik gezileri anlatmaya devam edeyim.
Pazar sabahı güzel
bir kahvaltı ve aile ile yapılan telefon konuşmalarından sonra bizi çağıran
güneşe karşı koyamayıp kendimizi “National Mall”da bulduk. Üçüncü seferdir
“Mall”a geliyoruz (benim beşinci seferim) ve hâlâ gezecek çok yer var. Bu sefer
Süleyman’ın isteğine uyup “National Air and Space Museum”a giriyoruz. Her müze
gibi burası da çok kalabalık bilhassa çocuklu ailelerle. Leonardo Da Vinci’nin
uçan insan çizimleriyle başlayıp, balonlarla devam eden uçma maceraları, 1903
yılında Wright kardeşlerin yaptığı “Wright Flyer” ile North Caroline civarında gerçekleştirdikleri
dört uçuşla başlayan uçak maceraları, 1927de Lindenberg’in “Spirit of St. Lois”
ile durmaksızın Atlantik’i geçmesi ile uçmanın bir macera olmaktan çıkıp nasıl
günümüzde bir gereklilik haline geldiğini anlatan çok güzel bir müze.
Çocukların ilgisini
çekmek, onlara uçmanın fizik kurallarını anlatan onlarca küçük deneysel
bölümlerde var içinde. Ayrıca gökyüzü, Astronomi ve teleskopları anlatan
salonları geçtikten sonra Amerika’nın Uzay maceralarını, Astronotlarını anlatan
bölümlerden sonra müzenin gurur kaynağı olan Apollo11’in kumanda modülü “Columbia” ile bitirdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder