Dört haftamız bitti. Bakalım neler oldu…
-
Öğrendim
ki; Bedava interneti
olan Starbucks’larda kahve içmeden de oturup mesajlarıma bakabilirim.
-
Öğrendim
ki; Kuaförsüz hayat
benim için çok zormuş
-
Öğrendim
ki; Bulaşık makinesi
tam dolmasa da çalıştırılabilirmiş
-
Anladım
ki; Artık
Amerikalılarda eskisi kadar çok kitap okumuyor. Eskiden metroya bindiğimde
vagondaki insanların yüzde 60 – 70’i kitap okurdu. Bir durak için binmiş olsa
bile üşenmez, çantasından kitabını çıkarır 1-2 sayfa bile olsa okurdu. Şimdi
çoğunluk telefonu ile vakit geçiriyor metroda. Kitap okuyan 1-2 kişi ise
elindeki tabletten okuyor, yani bildiğimiz kitap taşıyan bir kişi ya da hiç.
Demek ki bu akıllı telefonlar ne kadar çok hayatımızı ele geçirmiş. Bu dönemde
telefon teknolojisini elinden geldiğince kullanan ben, çok memnunum ama doğru
mu bu kadar bağımlı olmak diye de düşünüyorum…
Meğerse;
-
Unutmuşum; Kredi kartı alışverişlerinde pin numarası
kullanılmadığını. Alışverişiniz bitince önünüzde duran ekranın yanından
kartınızı geçiriyorsunuz. Genelde istemiyor ama imza isterse ekranın üstünü
imzalıyorsunuz.
-
Unutmuşum; Parklarda, kaldırımlarda uyuyan bu kadar çok evsiz
olduğunu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder